Bankaların Uzaktan Müşteri Edinimi Yönetmeliği Hakkında Değerlendirme
Dr. Ali Tolga Erendaç
Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik Hakkında Değerlendirme
A. Giriş
Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik (“Yönetmelik”) 1 Nisan 2021 tarih ve 31441 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, 1 Mayıs 2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu bilgilendirme notunda Yönetmelik ile getirilen – özellikle elektronik ortamda sözleşme yapılmasına yönelik- düzenlemelerin genel bir değerlendirmesi yapılacaktır.
B. Değerlendirme
1. Düzenleme Yapılmasının Gerekçeleri
Bu Yönetmeliğin gerekçesini anlamak için Yönetmeliğe kadar yapılan finansal hizmetlere ilişkin sözleşmelerin kurulması ilgili hukuki gelişmelere bakmakta yarar vardır.
- Mesafeli sözleşme kavramı 2003 yılında 4077 sayılı (eski) Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun[1] (TKHK)’ya 9A maddesinin eklenmesiyle birlikte Türk hukukuna girmiştir[2]. Kitlesel şekilde mal ve hizmet satanların tüketiciler ile sözleşme yapmasını kolaylaştırmak amacıyla getirilen bir kavramdır. O dönemde her ne kadar mal ve hizmet sunulmasına yönelik sözleşmelerin mesafeli yapılabileceği düzenlenmiş olsa da daha çok uygulaması satış sözleşmeleri ile sınırlı kalmış ve finansal hizmetlere ilişkin sözleşmelerin kurulmasında uygulama alanı bulamamıştır.
- 2011 yılında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu[3] kabul edilmiştir. Hukuki işlemlerde yazılı şeklin gerçekleştirilmesi bakımından TBK m. 14/ f. 2 ile özel bir durum kabul edilmiş ve imzalı bir mektup, asılları borç altına girenlerce imzalanmış telgraf, teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçları ya da güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinlerin de yazılı şekil yerine geçeceği düzenlenmiştir. O dönemde bankacılık işlemlerinde faks cihazının yaygın olarak kullanılıyor olması bu hükmün getirilmesinde etkili olmuştur.
- 2013 yılında 6502 sayılı (yeni) Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun[4] ile birlikte eskiden sadece satış sözleşmesi için uygulanan mesafeli sözleşme yöntemi, finansal hizmetlere ilişkin sözleşmeler için de özel olarak düzenlenmiştir. TKHK m. 49’un gerekçesine baktığımızda AB hukukuna uyum kapsamında düzenleme yapıldığı, gelişen yeni teknikler sayesinde tarafların yüz yüze gelmeksizin haberleşme imkânı bulunduğu, maddi olmayan finansal hizmetlerin de doğası gereği bu şekilde sözleşme yapılmasına en uygun ürünler olduğu ifade edilmiştir[5].
- 2015 yılında TKHK’nın alt düzenlemesi olarak Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği[6] çıkarılmıştır. Bu Yönetmelikte TKHK’da tanımlanmayan uzaktan iletişim aracı, “mektup, katalog, telefon, faks, radyo, televizyon, elektronik posta mesajı, kısa mesaj, internet, ATM gibi fiziksel olarak karşı karşıya gelinmeksizin sözleşme kurulmasına imkân veren her türlü araç veya ortamı ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Ancak bu Yönetmelik tüketici kredileri gibi sınırlı bir ürün grubunu düzenlediğinden bankalarca sadece bu ürünlere ilişkin sözleşmeler mesafeli olarak yapılmıştır. Diğer bankacılık sözleşmelerinin (bankacılık hizmetleri sözleşmesi, yatırım hizmetleri sözleşmesi vs.) elektronik ortamda kurulması hukuken mümkün olsa da, Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik[7] m. 6/ f. 1 hükmünde gerçek kişilerin kimlik tespitinde “imza örneği” aranıyor olması nedeniyle mesafeli yapılması yaygınlaşamamıştır. Tüketiciler dışındaki kişiler ile yapılan sözleşmelerin ile ilgili düzenleme olmadığı için bu sözleşmelerin elektronik ortamda yapılması uygulaması da gelişememiştir.
- 2020 yılında 7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun[8] ile Bankacılık Kanunu[9] (BaK) m. 76/f. 2 hükmünde yapılmıştır. Değişikliğin gerekçesi olarak bankalar ile müşteriler arasında ilk defa sözleşme ilişkisi kurulması esnasında bankaların potansiyel müşterilerle yüz yüze gelme ihtiyacının ortadan kaldırılması, fiziki belge ve ıslak imza kullanılmadan yazılı şeklin yerine geçeceğini belirlediği günün teknolojisine uygun diğer yöntemlerin de kullanılabilmesi ve sürecin dijital ortamda başlayıp dijital ortamda sonlanmasının önünün açılmasının amaçlandığı ifade edilmiştir[10]. Hükümde geçen “bireysel” ifadesi kaldırıldığı için bu hüküm, bankaların taraf olduğu tüm sözleşmeleri kapsar hale gelmiştir. Paralel bir düzenleme de 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu m. 24/ f.1’de yapılmıştır[11].
- 1 Mayıs 2021 tarihinde yürürlüğe giren Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik de BaK’da yapılan değişiklikten sonra m. 76/ f. 2 hükmüne dayanılarak çıkarılmıştır (Yönetmelik m. 2).
2. Yönetmelik Hükümleri Bankalar Dışında Finansal Kiralama Şirketleri, Faktöring Şirketleri, Finansman Şirketleri ile Tasarruf Finansman Şirketleri, Varlık Yönetim Şirketlerine de Kıyasen Uygulanabilir
Yönetmeliğin “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1’nci maddesinde düzenlenmenin kapsamına bankaların (mevduat bankaları, katılım bankaları, yatırım ve kalkınma bankaları) girdiği açıkça düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin amacı uzaktan kimlik tespiti yapılması ve elektronik ortamdan sözleşme yapılmasını sağlamak olduğuna göre bu yönetmelik hükümlerinin BDDK denetime tabi diğer anonim şirketlere (finansal kiralama şirketlerine, faktöring şirketlerine, finansman şirketlerine ile tasarruf finansman şirketlerine, varlık yönetim şirketlerine) kıyasen uygulanabilir olduğunu söylemek mümkündür. Dolayısıyla bundan sonraki açıklamalarımızda bankalar şeklinde ifade ettiğimiz yerleri diğer şirketler olarak geniş yorumlamak mümkündür.
Ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları, aracı kurumlar, sigortalar gibi BDDK’nın düzenleme ve denetime tabi olmayan şirketlere ise bu Yönetmelik hükümleri kıyasen uygulanamaz. Bu şirketlerin uzaktan kimlik tespiti yapabilmesi Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) tarafından yapılan ya da yapılacak olan özel düzenlemelere tabidir. Bu şirketlerin müşterileri ile elektronik ortamda sözleşme yapabilmesi de kendi düzenlemelerine göre mümkün olabilir.
3. Yönetmelik Yeni Müşteriler Yanında Mevcut Müşterilere de Uygulanabilir
Yönetmeliğin 1. maddesinde yeni müşteri kazanımında kullanılacak uzaktan kimlik tespiti yöntemlerine ve kimliğin tespit edilmesi üzerine elektronik ortamda sözleşme yapılmasına yönelik usul ve esasların düzenlendiği belirtilmiştir. Hükümde geçen “yeni müşteri” ifadesi nedeniyle Yönetmeliğin kapsamına sadece uzaktan kimlik tespiti yapılan yeni müşteriler ile yapılacak sözleşmelerin girdiği düşünülebilir. Ancak bankaların mevcut müşterileri ile yapacağı sözleşmeler de kapsama dahildir. Nitekim, tüketiciler ile mesafeli sözleşme yapabileceği Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde zaten düzenlenmiştir. Tüketici olmayan müşteriler ile elektronik ortamda sözleşme yapılmasını engelleyen bir düzenleme de yoktur. Dolayısıyla sözleşmelerin elektronik ortamda kurulmasının dayanağı bu Yönetmelik olmadığı için kapsam maddesindeki yeni müşteri ifadesinin sadece kimlik tespiti bakımından yoruma esas alınması gerekir. Örneğin bankacılık hizmetleri sözleşmesi bulunan mevcut müşteriler ile elektronik ortamda yatırım hizmetleri sözleşmesi yapılması mümkündür. Diğer yandan mevcut müşterilerin kimlik belgelerindeki eksikliklerin de uzaktan tamamlanmasına bir engel yoktur.
4. Uzaktan Kimlik Tespiti Yapılmasına İlişkin Esaslar Düzenlenmiştir
Yönetmelik iki konuyu düzenlemektedir; (i) uzaktan kimlik tespiti yapılması ve (ii) elektronik ortamda sözleşme yapılması. Kimlik tespiti, bankalar da dahil diğer tüm yükümlülerce yapılması gereken ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik ve ilgili mevzuat kapsamında düzenlenen bir konudur. Yeni Yönetmelik ile kimlik tespiti yükümlülüğünün uzaktan yapılmasına ilişkin bankalar bakımından özel bir düzenleme yapılmıştır.
Müşteri temsilcisi ile müşterinin fiziksel olarak yüz yüze bulunduğu durumlarda kimlik tespiti, müşteri tarafından sunulan kimlik kartındaki bilgi ve fotoğrafa bakılarak, kimliği sunan ile kimlik kartındaki kişinin aynı kişiler olduğunun müşteri temsilcisi tarafından gözle tespit edilmesi ve müşteri temsilcisi tarafından tespitin yapıldığının genelde yazılı olarak beyan edilmesi şeklinde yapılmaktadır.
Yönetmelik ile şu yenilik getirilmiştir. Müşteri temsilcisi tarafından yapılan tespit, yüz yüze değil görüntülü görüşme sırasında yapılacaktır. Tespitin yapıldığının teyidi için de ayrıca beyan gerekmeyecek ve görüntülü görüşmenin kayda alınması sağlanacaktır. Müşteri temsilcisinin kimlik belgesinde kayıtları yer alan kişi ile görüntülü görüştüğü kişinin aynı kişi olduğunu tespit etmesi de yine ekranda müşteri tarafından kendisine gösterilen kimlik kartı üzerinden yapılacaktır.
Uzaktan kimlik tespiti yapılması görüşmesinin başlatılması ve sona erdirilmesi süreci, Yönetmelik 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11’uncu maddelerinde detaylı düzenlenmiştir[12].
5. Sadece Bankacılık Hizmetlerine Yönelik Sözleşmeler Elektronik Ortamda Yapılabilir
Yönetmelik, BaK m. 76’a dayanılarak çıkarıldığı için elektronik ortamda yapılabilecek sözleşmeleri belirlemek bakımından BaK m. 76 kapsamına giren sözleşmeleri belirlemek gerekir. BaK m. 76’da yapılan değişiklikten önce sadece bankaların bireysel müşteriler ile yapılan sözleşmeler bu maddeye tabiydi. Tüketiciler ile yapılan mesafeli sözleşmeler BaK’da yapılan değişiklikten önce Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmelik ile düzenlemişti. Tüketici sözleşmeleri dışındaki diğer sözleşmelerin ise elektronik ortamda yapılmasını engelleyen bir düzenleme mevcut değildi. BaK m. 76’daki “bireysel” ifadesi kaldırılarak tüm müşteriler ile yapılan sözleşmeler, bu madde kapsamına girmiş ve kanunda başka bir şekil şartı öngörülmediği sürece, yazılı şekle tabi olmuştur.
Hemen belirtelim ki bankaların taraf olduğu ama konusu bankacılık hizmetlerinin sunulması olmayan sözleşmeler (destek hizmetleri sözleşmesi, kira sözleşmeleri, iş sözleşmeleri vs.) Yönetmelik kapsamında değildir.
Müşterilere bankacılık hizmeti sunulmasına yönelik sözleşmeler içinde ise adi yazılı şekle tabi olanlar Yönetmelik kapsamındadır. Nitekim Yönetmelik m. 12/ f. 3’de resmi şekle tabi sözleşmeler ile özel merasime tabi sözleşmelerin elektronik ortamda yapılamayacağı düzenlenmiştir.
Hukuki işlemlerde şekil fonksiyonlarına göre; sözlü̈ şekil, adi yazılı şekil ve resmi şekil olarak sınıflandırılır[13]. Sözlü şekil, istisnai bir yöntem olup, hukukumuzda evlenme sözleşmesi (TMK m. 142) ve sözlü vasiyetname (TMK m. 539/ f. 2) için aranmıştır. Adi yazılı şekil, senet metninin borç altına girenlerce imzalanmasıyla gerçekleştirilir (TBK m.14/ f. 1).
Resmi şekil, resmi memur önünde kanunun öngördüğü merasime göre yapılır. Bankacılık hizmetleri ile ilgili sözleşmeler bakımından tabi olduğu şekle göre elektronik ortamda yapılamayacak bazı sözleşmeler şunlardır.
- İpotek sözleşmesi, ticari işletme rehni sözleşmesi gibi resmi şekle tabi teminat sözleşmeleri elektronik ortamda kurulamaz. (Konut finansmanı sözleşmesi adi yazılı şekle tabi olsa da teminata alınacak ipotek resmi şekle tabidir).
- Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin kefilin el yazısıyla belirtilmesi şart olduğundan kefalet sözleşmesi nitelikli yazılı şekle tabidir, dolayısıyla elektronik ortamda kurulamaz.
- TBK m. 603’e göre kefalet sözleşmesi için öngörülen şeklin kişisel güvence veren sözleşmelere de (garanti sözleşmesi, borca katılma sözleşmesi, borç sözleşmenin devri sözleşmesi vd.) uygulanması gerekeceğinden bu sözleşmeler de elektronik ortamda yapılamaz.
Resmi şekle veya özel merasime tabi olmayan adi yazılı şekle tabi sözleşmelerin ise elektronik ortamda yapılması mümkündür. BaK m. 76/2 hükümde geçen “bireysel” ifadesi kaldırıldığı için bankaların taraf olduğu tüm sözleşmeleri aksine bir düzenleme olmadığı sürece adi yazılı şekle tabidir. Elektronik ortamda yapılabilecek bazı sözleşme örnekleri aşağıdaki sayılmıştır. Bunlar uygulamada kullanılan isimlerine göre belirtilmiş olup, farklı isimler ile anılması da mümkündür.
- Bankacılık hizmetleri sözleşmesi (BHS),
- Genel kredi sözleşmesi (GKS),
- Yatırım hizmetleri sözleşmesi (YHS),
- Sermaye piyasası araçları alım satım aracılığı sözleşmesi,
- Türev işlemler sözleşmesi
- Kiralık kasa sözleşmesi,
- Özel mevduat hesaplarına ilişkin sözleşmeler,
- Kredili mevduat hesabı sözleşmesi,
- Ön ödemeli kart, ATM ve kredi kartı sözleşmeleri,
- Üye işyeri sözleşmesi,
- Taşıt veya ihtiyaç kredisi gibi tüketici kredisi sözleşmeleri,
- Rehin blokaj sözleşmesi,
- Alacağın temliki sözleşmesi
- Yeniden finansman veya yeniden yapılandırma sözleşmeleri
Diğer yandan BDDK denetime tabi diğer anonim şirketlerin (finansal kiralama şirketleri, faktöring şirketleri, finansman şirketleri, tasarruf finansman şirketleri, varlık yönetim şirketleri) müşterilerine sundukları hizmetlere ilişkin sözleşmelerden adi yazı şekle tabi olanları elektronik ortamda yapılabilir.
6. Sözleşmenin Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Bazı Şartlar Getirilmiştir
Elektronik ortamda kurulan (mesafeli) sözleşme, ayrı ve bağımsız bir sözleşme olmayıp sadece bir sözleşmenin kuruluş tarzını esas alan bir kavramdır[14]. Bu kavram, sözleşmeyi kuran irade beyanlarının hangi kalıplar içinde açıklandığı değil, hangi iletişim araçları kullanılarak açıklandığı ile ilgilidir. Başka bir deyişle sözleşmenin şekli ile ilgili değil, kurulması ile ilgili bir kavramdır.
Yönetmelik m. 12/ f. 2’de sözleşmenin kurulmasına ilişkin irade beyanlarına yönelik bazı kurallar getirilmiştir. Buna göre elektronik ortamdaki sözleşmeyi kurmaya yönelik irade beyanları için aranan şartlar üç bent halinde belirtilmiştir.
- Bankanın sözleşme kurma teklifine ilişkin irade beyanı için TBK m. 2/ f. 1’deki düzenlenen sözleşmenin esaslı noktaları üzerinde tarafların uyuşmuş olması yeterli görülmemiş, tüm sözleşme şartlarının beyan edilmesi şartı getirilmiştir (Yönetmelik m. 12/ f. 2/ b. a).
- Müşterinin bankanın teklifini kabul yönündeki irade beyanına ilişkin şart düzenlenmiştir. Buna göre müşterinin iradesini internet bankacılığı ya da mobil bankacılık kanalı kullanılarak bankaya bildirilmesi gerekecektir (Yönetmelik m. 12/ f. 2/ b. b).
- İradelerin birbirine uygun olması bakımından sadece teklifte yer alan şartların kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir (Yönetmelik m. 12/ f. 2/ b. c).
Yönetmelik m. 12/ f. 3’ de elektronik ortamda kurulan sözleşmede yazılı şeklin yerine getirilmesine ilişkin yöntemler iki bent halinde sayılmıştır.
- Yönetmelik m. 12/ f. 2 /b. b’ye yapılan göndermeye göre sözleşmeyi kuran irade beyanları internet bankacılığı ya da mobil bankacılık kanalı ile açıklanacaktır (Yönetmelik m. 12/ f. 3/ b. a).
- Diğer bentte ise kimlik tespiti amacıyla yapılan görüşmede de irade beyan edilebilecektir (Yönetmelik m. 12/ f. 3/ b. b).
Yönetmelik m. 12/ f. 2/ b. a’da elektronik ortamdaki sözleşmeyi kurmaya yönelik bankanın teklifinin tüm sözleşme şartlarını içermesi şeklinde bir kural getirilerek TBK m. 2’deki genel ilkeden ayrılmayı haklı kılan bir neden bulunmamaktadır. Hukukumuzda genel işlem şartları veya tüketiciler bakımından haksız şartlara ilişkin kurumlar ile yeterli korumanın sağlandığı düşünüldüğünde, bankanın teklifinde tüm şartlara yer verilmesine gerek yoktur. Kaldı ki bankanın teklifinde bu detaylara yer verilmesi uygulaması kolay olan bir yöntem de değildir. Müşterinin sözleşme ile yüklendiği edimlere (faiz, ücret, masraf vs.) yönelik esaslı noktaların belirtilmesi sözleşmenin kurulması için yeterli olmalıdır.
Yönetmelik m. 12/ f. 2/ b. b’de elektronik ortamdaki sözleşmede yazılı şeklin yerine getirilmesine ilişkin yöntemlerin, sadece internet bankacılığı ya da mobil bankacılık kanalı kullanılarak irade beyanlarının açıklanması veya kimlik tespiti için yapılan görüşmede irade beyanlarının açıklanması şeklinde daraltılması Yönetmeliğin amacını gerçekleştirmesi bakımından sınırlayıcı olmuştur. Oysa, Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nde uzak iletişim kanalına ilişkin tanım sınırlayıcı değildir. Diğer kanallar (örneğin telefon, ATM vs.) ile iletişim kurulması ve sözleşme yapılması mümkündür.
Elektronik ortamdaki sözleşmede yazılı şeklin yerine getirilmesinde kağıt kullanılmaz fakat adi yazılı şekli meydana getiren unsurların (metin ve imza) elektronik ortamdaki sözleşmenin kurulmasında kullanılan uzaktan iletişim araçlarına göre gerçekleşmesi gerekir. Bankacılık sözleşmelerinde yaygın olarak genel işlem şartlarından oluşan standart sözleşme olarak hazırlandığından, sözleşme metni uzaktan iletişim aracıyla, mesela internet gibi görsel iletişim kurulan araçların kullanıldığı durumlarda müşterinin okuması için sunulur veya telefon gibi sesli iletişim kurulan araçların kullanıldığı durumlarda ise hizmet sağlayıcısının temsilcisi tarafından müşteriye sözleşmenin esaslı noktaları söylenir. Her iki durumda da sözleşme metni ayrıca müşteriye mektup, e-posta vs. ile gönderilir. Elektronik sözleşmede müşterinin kimliğini belirlemek için imza da kullanılamaz. Taraflar uzaktan iletişim aracıyla iradelerini açıkladığından imza atılacak bir cisim yoktur. Uygulamada müşterinin kimliğini belirlemek için farklı yöntemler kullanılır. Tarafların hiç yüz yüze gelmediği durumlarda, tüketiciyi tanımak için kullanabilecek yöntemler güvenli olmadığı için sınırlıdır. Bu nedenledir ki Yönetmelikte müşteriyi şifre ile teşhise yarayan iki yöntem sayılmıştır. Oysa telefon, ATM gibi kanallarda da müşterinin teşhis edilmesi mümkündür. Ayrıca teknolojinin gelişmesiyle birlikte müşterinin kimliği belirlemek için gerekli kayıtlara –mesela parmak izi, yüz veya ses kayıtlarına– güvenli ortamlardan örneğin devlettin tuttuğu kayıtlardan ulaşmak mümkün olursa, bunları kullanarak da müşteriyi teyit etmek mümkün olabilir. Müşterinin kimliğinin teşhis edilmesiyle ve kullanılan iletişim aracıyla birbirine uygun irade beyanlarının açıklanmasıyla şekle uygun olarak sözleşme yapılmış olur.
Sonuç olarak Yönetmelik m. 12/ f. 2 veya f. 3’e aykırı yapılan sözleşmelerin yokluk veya butlan yaptırıma tabi olmadığı, bu fıkralara aykırı olarak yapılan sözleşmeler için özel bir yaptırım da öngörülmediğinden, sözleşmenin genel hükümler kapsamında geçerli olacağı kanaatindeyiz.
C. Sonuç
Öncelikle, uzaktan kimlik tespiti yapılmasına ilişkin yöntemlerin düzenlenmesi elektronik ortamda kurulan sözleşmelerin yaygınlaşması bakımından çok yerinde olmuştur. Her ne kadar bu Yönetmelik’ten önce de bankacılık hizmetlerine ilişkin sözleşmelerin elektronik ortamda kurulması hukuken mümkün olsa da gerçek kişilerin kimlik tespitinde “imza örneği” aranıyor olması uygulamada elektronik sözleşmelerin yaygınlaşmasına engel olmaktaydı. Yeni yönetmelik ile uzaktan kimlik tespitinin yapılabilecek olması ve bankacılık hizmet sözleşmelerinin tüketiciler dışındakilerle de elektronik ortamda kurulabilecek olması, bankacılık hizmetlerine erişimi oldukça kolaylaştıracaktır.
[1] RG, T. 08.03.1995/ S. 22221. Bu Kanun, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır.
[2] 4822 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun RG, T. 14.03.2003/ S. 25048.
[3] RG, T. 04.02.2011/ S. 27836.
[4] RG, T. 28.11.2013/ S. 28835.
[5] TKHK m. 49’un gerekçesi için bkz. https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss490.pdf.
[6] RG, T. 31.03.2015/ S. 29253.
[7] RG, T. 09.01.2008/ S. 26751.
[8] RG, T. 26.06.2020/ S. 31167.
[9] RG, T. 01.11.2005/ S. 25983 (mük.).
[10] BaK m. 76’daki değişikliğin gerekçesi için bkz. https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem27/yil01/ss217.pdf
[11] Ali Tolga Erendaç, Kredi Kartı Sözleşmesi, 1. Baskı, Istanbul, 2021, s. 147 vd.
[12] Türkiye Bankalar Birliği tarafından yapılan 27 Nisan 2021 tarihli Uzaktan banka hesap açılışı hakkında Kamuoyu Duyurusu için bkz. https://www.tbb.org.tr/Content/Upload/Dokuman/7762/TBB_KD_270421.pdf
[13] Hukuki işlemlerde şekil konusunda detaylı bilgi için bkz. Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 23. Baskı, Ankara, 2019, s. 151 vd.; Andreas von Tuhr, Borçlar Hukuku 1-2 (Çev. Cevat Edege), Ankara, 1983, s. 228; Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 24. Baskı, Ankara, 2019, s. 298; Haluk Nomer, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 17. Bası, İstanbul, 2018, s. 116; Hüseyin Hatemi, Emre Gökyayla, Borçlar Hukuku Genel Bölüm, 4. Baskı, İstanbul, 2017, s. 44; Kemal Oğuzman, Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16. Bası, Cilt 1, İstanbul, 2018, s. 138; Necip Kocayusufpaşaoğlu, Borçlar Hukuku Genel Bölüm, Borçlar Hukukuna Giriş-Hukuki İşlem-Sözleşme, 1. Cilt, 7. Bası, İstanbul, 2017, s. 27 vd.; Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu/ Altop, Tekinay Borçlar Hukuku, 7. Bası, İstanbul 1993, s. 99.
[14] Mesafeli sözleşme için bkz. Erendaç, s. 144; Ahmet Bülter, “Tüketinin Korunması Hukukunda Mesafeli Sözleşme”, Ankara, 2005, (Çevrimiçi) http://dergipark.gov.tr/download/article-file/69688, 26.06.2019, s. 13; Sezer Çabri, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Şerhi, Ankara, 2016, s. 745; Kocayusufpaşaoğlu, s. 213.; Yılmaz Aslan, Bankacılar İçin Tüketici Hukuku, Bankalararası Kart Merkezi, 2016, s. 228 vd.
Bu dokuman Erendaç Hukuk Danışmanlık & Avukatlık tarafından hazırlanmış olup, her hakkı saklıdır.
© 2021
Leave a Comment